BUGÜN BAYRAM

Her yıl olduğu gibi bu yıl da dans gösterileri, şiir okuma performanslarıyla geçirdiğimiz 23 Nisan sabahlarına özlem duysak da bu yıl çok sevdiğimiz bir etkinlikle geçirdiğimiz bir bayram sabahı eski bayram sabahları hasretimizi söndürdü.

Çünkü biz bu bayram Barış Manço’nun tavsiyesine uyup erken kalktık ve en sevdiğimiz giysilerimizi yani koşu kıyafetlerimizi giyip, çocukların daha iyi şartlarda yaşayabilmeleri için ellerimizde UNICEF’in bayraklarıyla çocuklar için koştuk.

YAŞASIN OKULUMUZ!

Bazılarımızın okul hayatı biteli epey olmasına rağmen insan öğrenmeye istekli olduğu sürece eğitim hayatı hiçbir zaman bitmez.

Bizim eğitim yuvamızın adı RUNDAMENTAL grubundan başka bir yer değil ve biz burada aynı anaokulunda, ilkokulda oyuncaklarımızı, kalemlerimizi paylaşır gibi mutluluğumuzu, dertlerimizi paylaşıyoruz ve biz biliyoruz ki bizim RUNDAMENTAL’dan diploma almamıza daha çok uzun zaman var çünkü birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz, paylaşacak çok derdimiz ve bize bu dertlerimizi unutturacak yaşayacak çok mutluluğumuz var.

GÖSTERİ ZAMANI

Bugün büyük bir gösteri zamanıydı. Bizler aynı okulda gerçekleşecek dans etkinliği için aylar önceden çalışmalara başlayan çocuklar gibi, aylardır hatta yıllardır gerçekleşen düzenli koşu antrenmanlarımızla bugün Bebek-Ortaköy rotasında okul zamanlarımızdakinden çok daha büyük bir seyirci kitlesinin önünde  23 Nisan gösterimizi gerçekleştirdik.

ZAMANSIZ ALKIŞ

Gösterimizin okul zamanı gerçekleşen gösterilerden bir farkı vardı. Alkışlamak için gösterinin bitmesine gerek yoktu. Koşuyu diğer sporlardan ayıran biraz da bu, kimse birbirinin rekor kırmasını veya gol atmasını beklemiyor. Koşu yarışlarında yarış başlangıcından bitimine kadar alkışlar hiç susmadığı gibi 23 Nisan koşumuzda da yoğun alkış ve tezahüratlarla adeta bir yarış havasındaydık.

SAVAŞLA YARIŞ!

Koşumuzda ilk 3’e kürsü derecesi ve çip olmadığı için sizlere bir yarış diye adlandırılacak olması biraz tuhaf gelecektir fakat 23 Nisan koşumuz bizim savaşlara, silahlara karşı yarıştan başka bir şey değildir.

Bizim bu yarışta silahlara, bombalara karşı büyük bir avantajımız vardı. Bombalar düştüğü yere savaş götürürken, orada şarapnellerini bırakıp hareketsiz kalırlar. Fakat biz barış koşucuları savaşın olduğu yere barışı götürürken etrafa bırakacağımız tek şey zeytin dallarıdır. Biz bu yolda asla hareketsiz kalmayız çünkü koşu sporunun doğasında durmamak vardır. Bizler bu yarışta savaşı tamamen ortadan kaldırana kadar koşu sayesinde kazandığımız tüm kondisyonumuzu uğrunda harcarcasına yarışacağız.

KÜRSÜ ÖDÜLLERİ

Bizler bu 23 Nisan’daki galibiyetimizi 3 kürsülük yere sığamayacak kadar çok kişi sayesinde kazandığımızdan ve barış havasıyla beraber başladığımız koşuyu, yine bir barış havasıyla beraber bitirdiğimizden dolayı biz kürsü ödüllerini böyle güzel bir etkinliğe ev sahipliği yaptığı için RUNDAMENTAL`a ve birleştiriciliğine inandığımız için koşu sporuna vermeyi doğru bulduk.

BÜTÜN ALKIŞLAR RUNDAMENTAL’A

Saatlerce oltasına balık takılmamış amcanın, bugünün 23 Nisan sabahı olduğunu dahi unutmuş amcalarımızım, teyzelerimizin eski çocukluk günlerini hatırlayıp yüzlerinde tebessüm oluşmasını sağladığımızdan dolayı koşu bittiğinde biz de kendimizi alkışladık, her birimiz diğer kişileri alkışlıyordu ve bu da tek kapıya çıkıyordu RUNDAMENTAL’a, bütün alkışlar 23 Nisan’da RUNDAMENTAL’aydı. Bizler de alkışlıyorduk çünkü bizler bu grubun yaptıklarını ve yapabileceklerini hayretle izleyen seyircilerden başka bir şey değiliz.

BARIŞ KOŞUSU!

1999 depreminin yaşandığı zamanlar gerçekleşecek olan İstanbul Maratonu koşu barış anlamına gelir diye iptal edilmemiş ve koşudan elde edilen gelir depremzedelere bağışlanmıştır.

Bu yüzden barışı simgeleyen sporu yapan bizler 23 Nisan’da UNICEF’le beraber bu simgeselliği nesnelliğe döküp başta savaş mağduru çocuklar olmak üzere bütün çocuklarımız için, barış için koştuk.

Savaşların sebepleri çok komplike gibi görünse de hepsinin temelleri para ve iletişim kopukluğundan başka bir şey değildir. Para hayatta başka mutluluk kaynağı olmayan insanların mutlu olmak için şart sandığı bir şeydir. Ülkelerin mutluluk refahını arttırmak için diğer ülkeleri sömürmesi, o ülkenin çocuklarını erken yaşta bombalarla silahlarla tanıştırması, çocukları fotoğraf makinesi görünce silah sanıp korkar hale getirmesi ne büyük bencilliktir. Bütün bu düşüncesiz, bencil hareketlerin sebebi ise iletişim kopukluğudur ve bu bahsettiğimiz insanın kendisiyle yani bedeniyle iletişim kopukluğudur ve koşu başta olmak üzere bütün sporlar insanın zihninin bedeniyle entegre şekilde çalışmasından dolayı daha mantıklı düşünmesine yol açar, empati yeteneğini geliştirir.

HER ÇOCUĞUN YAŞAMA HAKKI

Mantıkla düşünen zihinin ilk bileceği şey ise her çocuğun masum olduğu ve yaşama hakkına sahip olduğudur. UNICEF’in rakamlarına göre bugün dünya üzerinde, yaklaşık 1.7 milyonu ülkemizde olmak üzere 28 milyon savaş mağduru çocuk var. Her 4 çocuktan 1`i ise savaş mağduru bir ülkede yetersiz koşullarda çocukluğunu yaşayamıyor.

Bu nedenlerden dolayı çıktığımız barış yolunda bizlerin sizin alkışlarınıza, tezahüratlarınıza yani yardımınıza ihtiyacımız var. Bizim bu yolda eşlik ettiğimiz UNICEF, savaş mağduru çocukların korunması, sağlıklı koşullara kavuşabilmeleri, eğitime erişebilmeleri ve yeniden çocuk olabilmeleri için dur durak bilmeden çalışıyor.

Sizler de hangi renkte, hangi vatandaşlıkta olursa olsun, bir çocuğun sadece çocuk olduğuna inanıyorsanız çocuklara yapılan bu haksızlığa sessiz kalmayın!

Bağışlarınla destek olmak istersen “BAĞIŞ” yazıp, 3005’e göndererek UNICEF’e 10 TL’lik katkıda bulunabilirsin.

#ÇocukÇocuktur #HerÇocukİçin